Welcome
  Angelina Jolie
 

Angelina Jolie...Kalın dudaklı,müthiş vücutlu,deli dolu dilber.Babası ünlü oyuncu Jon Voight'la ilişkileri,fırtınalı ve "kanlı" evlilikleri,kardeşiyle arasında çıkan söylentileri,dövmeleri,filmleri,evlat edindiği Kamboçyalı oğlu,yediği hamam böceği, içtiği...Her şeyiyle tüm dünyanın dikkatlerini üzerinde toplayan,belki de Hollywood'un gelmiş geçmiş en enteresan
kadınlarından biri...


4 Haziran 1975'te Oscar ödüllü ünlü aktor John Voight ve aktrist Marcheline Bertrand'ın kızı olarak çok renkli bir dünyanın
içine doğdu.Vaftiz annesi bile Jaqueline Bisset'di.
Babasıyla arası hiç bir zaman tam anlamıyla iyi olmadı,annesinden ayrıldığında Angelina henüz 3 yaşındaydı.Bu yüzden,
Voight soyadını hemen hemen hiç kullanmayıp,Fransızca " güzel " anlamına gelen ikinci ismi Jolie'yi soyadı olarak tercih
etti.Ama babasıyla olan soğuk ilişkisi,milyonlarca hayranı olan John Voight'un kariyerinden etkilenmesine engel olmadı.
Daha çocukken oyuncu olmaya karar vermişti.Yedi yaşındayken babasının başrolde olduğu "Looking to get out" filminde
oynadı.Babası "eğitim şart" deyince " 11 yaşında "Lee Strasberg Tiyatro Enstitüsü"ne kaydoldu.


16 yaşına geldiğinde amacından biraz uzaklaşmış görünüyordu.Profesyonel model olarak Londra,New York ve Los
Angeles'ta mekik dokumaya başlamıştı.Rolling Stones,Lemonheads,Meat Loaf ve Lenny Kravitz video kliplerinde rol aldı.


Daha sonra New York Üniversitesine kaydını yaptırdı.Okul yıllarında Los Angeles'taki "The Met Theatre Group" adlı tiyatro
grubuna katılan Jolie,burada Ed Harris ve Holly Hunter gibi yıldız oyuncularla çalıştı.


İlk adım düşük bütçeli filmlerdi.Babasının desteğini tamamıyla reddettiği bu dönemde 1993 yapımı "Cyborg 2" adlı
saçmasapan bilim kurgu da dikkat çekti.1995 te "Hackers" adlı bilimkurguda başrolü kaptı.Bu film hayatında bir dönüm
noktasıydı çünkü rol arkadaşı Johnny Lee Miller da onu kaptı ve evlendiler.Jolie,nikah törenine deri pantolon ve beyaz bir
tişört ile katıldı.Evlilik hayatındaki ilk kanlı eylemini de burada,kendi kanıyla tişörtünün arkasına kocasının adını yazarak
yapmış oldu.Büyük bir aşkla başlayan bu ilişki çok uzun ömürlü olmadı.Kısa süre sonra ayrı yaşamaya başlayıp 1999'da
da boşandılar.Ayrılma sebebini "bir erkeği elinde nasıl tutması gerektiğini bilmemesi"ne bağladı.


Evliliğin bitmesiyle hayatında çalkantılı bir dönem başladı.Bol alkol ve uyuşturucuyla geçen bir dönem..1996'da çekilen
"Foxfire" filminde birlikte oynadığı Jenny Shimizu ile lezbiyen ilişki yaşadığı iddia edildi(ki ilerde bu ilişkiyi yaşadığını
kabullenecek,çoğu zaman kadınları erkeklere tercih ettiğini açıklayacaktı).Mutsuzluk ve arayışlarla dolu bu günler ona
yarayarak dikkatleri üzerine çekti.Jolie adı artık çok konuşulan isimlerden biriydi.


Angelina o zamanlar seçici değildi.Büyük ya da küçük bütçeli yapımlar,önemli ya da önemsiz rol diye birşey yoktu.Sadece
yeteneğini gösterebilmek istiyor,her teklifi kabul ediyordu.Arka arkaya çokta önemli olmayan 2.sınıf filmlerde oynamaya
başladı.Ama yeteneğinin cilası olan muhteşem yüzü işini bayağı kolaylaştırdı.


1997'de Gary Sinise'le rol aldığı "George Wallace"daki Cornelia Wallace karakteri bir Emmy adaylığı,bir de Altın Küre
kazandırdı.Bir yıl sonra rol aldığı "Playing God-Tanrıyı oynamak" filmi ile artık şahlanmaya hazırdı.1998'de bir başka t.v
projesi olan "Gia" da çekici insan,lezbiyen uyuşturucu bağımlısı süpermodel Gia Carangi'yi canlandıran Jolie filmdeki
müthiş performansıyla çok beğenildi ve bir Altın Küre daha kazandı.
Artık önü açılmıştı.Özellikle 1999'da rol aldığı Denzel Washington'la başrolünü paylaştığı " The Bone Collecter -Kemik
Koleksiyoncusu" hayran kitlesini genişletti.Yine 1999'da Winona Ryder ile başrolünü "Girl,Interrupted"da psikiyatrik hastayı
canlandırdı ve bu rolü ile en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar'ını kazandı.Oscar onu bir anda sinemanın yeni yıldızı haline
getirdi.


Başarı onu motive etmişti.Angelina,bu kez de ani bir kararla "Pushing Tin"in çekimlerinde tanıştığı Billy Bob Thornton'la
evlendi.İkili filmin çekimleri bittikten sonra aylarca hiç görüşmemişti.Zaten o günlerde Thornton ,Laura Dern'la evliliğe
doğru gidn bir birliktelik yaşıyordu.Dern düğün hazırlıkları yaparken ,birgün gazetede gördü haberi: Evlenmişlerdi.


Thornton Angelina'dan yirmi yaş büyüktü.Bu evliliğin ardından,basının Jolie'nin ilginç zevklerine ve ihtiraslarına olan ilgisi
arttı.Çoğu Angelina'nın büyük bir yüreklilikle kabul ettiği dedikodular havada uçuşmaya başladı.Ve bir sabah çok değişik
bir Angelinayla uyandı dünya:Anne Angelina Jolie...
Kamboçyalı bir erkek çocuğu evlat edinmişti.Maddox'u evlat edinmesi,yaşadığı fırtınalı hayatın ,sert görünümün altındaki
anaç kadını ortaya çıkarmıştı.Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi seçilmesi,Afganistan ve daha birçok yere bu sıfatla gidip
oradaki çocuklarla ilgilenmesi,döndüğünde mülteci kampında yaşanan durumu anlatırken gözyaşlarını tutamaması ve bu
çocuklar için yaptığı 3 milyon dolarlık bağışta aynı yumuşak kalbin icraatlarıydı.


Billy Bob Thornton'la evliliği,Hollywood'un en çok konuşulan ilişkilerinden biri oldu.İkili prömiyerlerde,davetlerde,bahçede,
sokakta her yerde adeta sevişiyor,birbirlerine dokunmadan duramıyorlardı.Hayranları Billy Bob'un mezarını kazmaya
başlamışlardı ki ayrıldılar.


Aynen ilk evliliğinde olduğu gibi,özel hayatındaki sıkıntı kariyerine ters orantıyla etki ediyordu.Hollywood'daki başarıları
çığ gibi büyüdü.Kazandığı Oscar'ın ardından 2000 yılında Nicholas Cage ile oynadığı "Gone in 60 Seconds"ta bir araba
hırsızını canlandırdı.


2001'de fenomen haline gelmiş bilgisayar oyunu Lara Croft olabilmek için onlarca kadın yıldız saçsaça başbaşa birbirine
girdi.Lara Croft olmak , evet , büyük bir başarıydı.Ama Jolie için iki önemli özelliği de vardı.Birincisi yıllar önce diyaloğu
kopardığı babasıyla kamera karşısına geçecekti.Tam aralarının düzeldiği düşünülürken Voight,basına kızı hakkında
olumsuz açıklamalar yaptı ve açıklamalar aralarında yıkılması mümkün olmayan bir duvarın inşasına neden oldu.Angelina,
"Aramda sadece kan bağı bulunuyor diye onu umursamak zorunda değilim.Maddox'u yetiştirebilmek için sağlıklı olmalıyım.
Bu adamın yarattığı duygusal krizlerle uğraşamam"diyerek babasını hayatından tamamen sildiğini açıklıyordu.


Tomb Raider'ın ikinci özelliği ise ilk kocası Johnny Lee Miller'la ilgiliydi.Evliliklerinin ilk günlerini birbirlerine sırılsıklam aşık liseli gençler gibi geçiren çiftin ilk büyük sorunu Miller'ın Tomb Raider oyununa aşırı düşkünlüğü olmuştu...Miller,film
setlerinden arta kalan zamanın çoğunu bu oyunu oynayarak geçiriyordu.Angelina,Lara Croft rolünü kabul ettikten sonra
bir açıklama yaptı "Bu rol sayesinde Johnny'den intikam almış olacağım,oyunu her oynadığında beni hatırlayacak."
Antonio Banderas'la birlikte çevirdiği "Original Sin"ve Ethan Hawke'la birlikte oynadığı "Taking Lives" teki cüretkar
sahnelerle çok konuşuldu.


Yaptığı her işle,her açıklamasıyla,tüm ilişkileri ve filmleriyle ilgi odağı olmayı sürdürecek gibi görünüyor.En azından
güzelliğini korudukça erkeklerin ilgi merkezi olarak kalacak.Henüz 30 yaşında ve formunun zirvesinde olduğu düşünülürse,
uzun yılar daha beraberiz denebilir.

Arkadaşlar Angie hakkında

Bizim hatun solak
En sevdiği renk siyah
Melez karışımında Çek,Fransız,İngiliz ve Kızılderili kanı var
Beverly Hills Estetik Enstitüsü'nün yaptığı ankette en fazla
hayranlık duyulan vücut onunki seçildi.
Çocukluk rüyası cenaze levazımatçısı olmaktı.Kısmet diilmiş Annesi,onu Bunny diye babasıysa Jellybean diye çağırıyor.
7 yaşındayken Harry Dean Stanton isimli bir yılanı varmış.
-- Çenesinde bir bıçak izi var.Bunu ona 14 yaşındayken erkek
arkadaşı yapmış.Alçak Neyse zararı yok Angiede onun üstünde
çeşitli deneyler yaparmış ..
Bekaretini 14 yaşında kaybetti.
Annesine çok düşkün.
15 yaşındayken mumyalama kurslarına katılmış.
Bıçak,hançer ve çakı koleksiyonu yapıyor.
En fazla ilgi duyduğu şeylerden biri otopsi.
Kokain,extasy,LSD ve eroin kullanmış bi zamanlar.
Parliament Light ve Camel içiyor.Ama artık arasıra.
Kırmızı et ana gıdası
Küçükken fena halde Mr.Spock'a aşıkmış.Gerçi Billy Bob'un
Spocktan pek farkı yok ama neyse
Damarları ortada olduğu için vücudunda en çok kollarını seviyor.
Frank Sinatra ve The Clash hayranı.
Kendisine bir hotel satın almak istiyor.
Yemek yapmayı ve Fransızca öğrenmeyi istiyor.
Kendi çocuğuna sahip olacağından şüpheli ama daha fazla
çocuk evlat edinmek niyetinde.
Kendisine ve Maddox'a Kamboçyada bir ev yaptırdı.
King Of The Hill,Animal Planet ve yarışma programı kanalı
izlemeye meraklı.
Bir kadın hayranıyla yatma olasılığının çok yüksek olduğunu
söylüyor.yaşadım
Şekerli mısır gevreği Cheerios'a taptığını söylüyor.
Kullandığı parfüm Herrera :"Kendimi bildim bileli bu kokuyu
kullanırım.Çünkü ne baharat kokuyor nede çiçek"
Gia rolünden sonra 6 ay kariyerini nadasa bırakmış.
Çok iyi tango yapıyor.
Biseksüel ilişkiye sıcak bakıyor ve tekliflere açık
Krem sürmek en sevdiği aktivite Bazen krem sürerken
transa geçebiliyor.
Şimdiye kadar yattığı erkekler bir elin parmaklarını
geçmiyormuş Ya kadınlar
Mecbur kalırsa rahatlıkla cinayet işleyebileceğine inanıyor.
Her zaman her yere geç kalıyor. Sorun diil bekleriz
Vampir kitapları biriktiriyor.
Diri diri gömülmekten ve yaşlandığında köpeklerini süsleyen
kadınlara dönüşmekten korkuyor
Boş zamanlarında davul çalıyor.
Biseksüelliğini kesinlikle saklamıyor.
Kişisel gelişim kitapları okuyor.
Terapiye inanmıyor.












 
  Bugün 7 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol